Giresun ve Fındık
22:37 | Author: OnlineGiresun
Fındık meyvesi çok eski devirlerde insanlar tarafından yenilmiş ve besin değeri takdir edilmiştir. Zaman zaman hükümdar sofralarına giren fındık meyveleri sonraları Akdeniz bölgesinde ticaretin artması ve genişlemesi ile bir servet ve bereket timsali halini almıştır.

Fındık dünya çapında yetiştirilme alanı bulmuş, rağbet görmüş bir üründür.

Tarımla uğraşan birçok küçük işletmeli ailelerin geçim kaynağı olmuştur. Daha sonraları yetiştirilme alanları genişletilerek ithalatta ve ihracatta yerini almıştır.

Fındık insan hayatına öyle bir yerleşmiştir ki geçmişten bugüne kadar edebiyatta, folklor de, sözlüklerde, seyahatnamelerde ve hatta tıp ta adından bahsettirmiştir. Böylelikle fındık insanlığın vazgeçilmez ürünlerinden biri olmuştur.

Çeşitli kaynaklardan yararlanılarak hazırlanan bu tezde, fındığın tarih boyunca gelişimini, türlerini ve dünyada ki üretim alanları hakkında geniş bilgiler verilmeye çalışılmıştır. Fındığın geçmişini zenginlikleri ortay koymak amaçlanmıştır.



GİRİŞ




Ülkemizde ekonomik, sosyal ve doğal kaynakların korunması yönünden önemli bir yere sahip olan fındık bitkisi; çiçekli bitkiler (spermatophyta=phanerogamae), kapalı tohumlular(Angiospermae) alt şubesi, iki çenekliler (Dicotyledonae) sınıfı, serbest taç yapraklılar (Choripetalae) alt sınıfı, mantolular grubunda, kayıngiller (Fagales) takımı, huşgiller (Betulaceae) Familyası fındıkgiller (Corylus) cinsi içinde yer almaktadır.

Fındığın Kuzey Yarım kürenin ılıman iklim kuşağını, Japoya’dan, Çin, Mançurya, Kafkasya, Türkiye, Avrupa ve Kuzey Amerika’ya kadar yabani formlar biçiminde kapladığı bilinmektedir. Kültür formlarını oluşturan en önemli türler ise Artvin’den Kırklareli’ne kadar uzanan Kuzey Anadolu Dağları ve Kuzey Geçit bölgelerinde yoğun olarak bulunmaktadır. Fındığın kültüre alınma tarihi 2500 yıl öncelerine kadar dayanmaktadır. Enophen İsa’dan önce 400 yıllarında Kuzey Anadolu’da Pontus Euxinus’da (Kerasus) (Giresun) Pontus Yemişi adını verdiği ufak bir meyveden bahsetmektedir. Bu kadar eski kültür izine rastlanması sonucu fındığın anavatanının yurdumuzun Karadeniz Bölgesi olduğu ve kültür fındığının dünyaya buradan yayıldığı kabul edilmektedir. Bu meyvenin 600 yıldan beri ticareti yapılmaktadır. Ülkemizde yetiştiriciliği yapılan 16 çeşit fındık mevcuttur. Buna ilave olarak Giresun’ da bulunan Fındık Araştırma Enstitüsünde 30 yıldan beri süregelen seleksiyon ve melezleme çalışmaları sonucunda ticari üretimi yapılabilecek 7 çeşit adayı daha geliştirmiştir.

Kültür fındığı, Kuzey Anadolu’dan, önce Yunanistan’a oradan da İtalya’ya götürülmüş, bu ülkede Avella şehri civarında yaygın olarak yetiştirilmeye başlanmış ve önemli türü olan Corylus Avellana L. adını bu yöreden almıştır. Sicilya ve İspanya'ya Araplar eli ile ulaşmış, Fransa’da çok yaygın zamanlara kadar önemli bir kültür bitkisi olarak ele alınmıştır. İngiltere ve Almanya’da çoğunluğunu Corylus Maxima Mill.’in oluşturduğu ve doğal flordan seçilmiş tipler büyük ilgi uyandırmıştır. ABD’de ise, fındık yetiştiriciliği son 70 yıl içinde gelişme göstermiş, güçlü araştırma ve geliştirme programları ile desteklenerek önemli bir sıçrama yapmıştır.




TARİH BOYUNCA FINDIK

1 – DÜNYA DİLLERİNDE FINDIK


Fındık kelimesi Türkçe olmamakla beraber Bundukdar gibi istilah şekilleri eski dilimize yerleşmiştir.

Fındık kelimesine dair, dünya sözlüklerinden elde edilebilen lengüistik bilgi sıra ile aşağı alınmıştır.

Fındık kelimesi ( Pontus Cevizi ) manasına gelen Yunanca Pontikon Karyon’dur. Rumcası : Leptokarion ( ince ceviz ) halk dilinde fındıktır. Ermenice : Kalin, Arnavutça Lajthi olarak kullanılır.

Botanikte Corlyus Avellane Pontika olan fındık kelimesini İranlılar bizden funduk, Araplarda Bunduk şeklinde almış olup Arapçada Elculuz olarakta kullanılır. Çince de Chen-tse yahut Chen-li, ilmi adı ( Corlyus heterophylla, Fısch ) dır.

Türkiye haricinde kalmış Türklerde fındık karşılığı olarak taklidi ses esasına dayanan çit kökünden gelme kelimelerle ifade olunur.


Kazan – Çitlevük

Kırım – Çetleük

Kumuk – Çertlevük

Türkiye Türkçe’sinde de Çitlembik şeklinde de kullanılır.


1 - 1 Fındığın Başlıca Avrupa Dillerindeki Karşılıkları :


Hint – Avrupa ana dilindeki itibari kökleri : Qos(e)lo (fındık yemişi; Lazd ( fındık fidanı )

Germenlerde; eski Nordca : Hasl

İsveç, Norveçce : Hassel

Eski Yüksek Almanca : Hasal

Almanca : Hassel, Hasselnuss

Anglosaksonca : Haesel
İngilizce : Hazel, Hazelnut

Felemenkçe : Hazelaar

Amerikanca : Filberts


Latinlerde :


Latince : Corulus, Corylus

Eski Fransızca da : Avelaine

Fransızca (küçük ceviz ) : Noisette

İtalyanca ( ,, ,, ) : Nucciola

İspanyolca : Avellana

Portekizce : Avella

Romence : Aluna


Güney Batı Avrupa’nın fındık yetiştirdiği yer İtalyanın Campanla bölgesinde bulunan Abella şehri idi, bundan ötürü bu yemişe de Abella Cevizi manasına olarak ( nux abellana ) denilirdi, sonraları bu Avellana olmuştur.





İslavlarda :


Müşterek kök orman manasına gelen les ile ifade olunur.

Rusça ( orman cevizi ) : Liesnoy oreh

Polonezce : Leszczyna

Çekçe : Liska

Sırp – Hırvatça : Leska

Bulgarca : Leşnik

Baltıklarda :


Eski Prusça : Laxde

Litvanca : Lazd’a

Letçe : Lagzds

Fince : Pahkina

Macarca : Mogyoro


1 – 2 Ferhengi pehlevi’de fındık :


İstimal edilmekte bulunan fındık kelimesinin pehlevi dilinde ki ( funduk ) yahut ( punduk ) ve Avestai ( benduk ) ve Sanskrit ( Beddük ) kelimesinin muarrabı olup, başı kapalı nesne manasını ifade eder.

GİRESUN VE FINDIK


Bir çok Tarihi Belgelerde ilk Kültür Fındığının Yetiştirildiği yer olarak ifade edilen Giresun’da fındık hayatın her aşamasında kendini göstermektedir.

İlimizin yaklaşık 100.000 hektar alanında yapılan fındık tarımı insanımızın işi, aşı, düğünü kısacası her şeyi olmuştur fındık. Fındık hasat zamanı insanımızın bir zaman belirtisi olmuştur. Şöyle ki, Düğün ne zaman fındıktan sonra veya fındıktan önce gibi zamanlarla ifade edilmektedir. İlimiz insanının Türkülerine konu olan fındık ilimizde genelde Ağustos ayının ilk yarısında olgunlaşıp hasata başlanılır.

Yeşilin mavi ile kucaklaştığı doğa harikası ilimizde hasat zamanı fındık bahçelerini görmek gerekir. Uzaktaki yakındaki herkes genç-ihtiyar, kız-erkek üreticilerin o meyilli yamaçlarda bir makine düzeni ile dallara uzanarak çotanak toplamaları, kıvrak Giresun-fındık türkülerini insanı şaşırtan bir hızla söylemeleri bir arada yenen coşkulu imece yemekleri, sık sık yağmur ve güneşin oluşturduğu gökkuşağının oluşturduğu doyumsuz güzelliği, özetle doğayla bütünleşen bir hareket, ses ve renk armonisi, dinsel kitaplarda ve mitolojilerde yer alan bir dizi öyküyü anımsatır. Bu sanki insanın topraktan fışkıran bereketi karşılamasının törene dönüşen öyküsüdür.

Yaşamın yeşil yeşil her yerden fışkırdığı bu doğa cennetinin seven insanları, size içtenlikle “hoşgeldiniz” diyeceklerdir......


GİRESUN TOMBUL FINDIĞI


Üretim Yerleri: Giresun ili; Piraziz, Bulancak, Merkez, Dereli, Keşap, Yağlıdere, Espiye, Güce, Tirebolu, Doğankent, Görele, Çanakçı, Eynesil ilçelerinde, Trabzon ili; Beşikdüzü, Vakfıkebir,


Üretim Tekniği : bir ılıman iklim meyve türüdür. 550 m. rakıma kadar olan, yıllık optimal sıcaklığın 13-16 ºC, en düşük sıcaklığın –5 ºC ve en yüksek sıcaklığın ise 35 ºC civarında olduğu yörelerde yetiştiriciliği yapılmaktadır. periyodizite eğilimi yüksek, toplam en az sıcaklık ihtiyacı 2284 ºC, toplam en çok sıcaklık ihtiyacı 2572 ºC olup, ortalama gün ısısı ise 20ºC’dir.

Yıllık yağış toplamının 700 mm. nin üstünde ve bu yağışın aylara dağılımının dengeli olması gerekmektedir. Haziran ve Temmuz aylarındaki oransal nemin %60 ın altına düşmediği, Taban suyu yüksek olmayan, besin maddelerince zengin, tınlı-humuslu ve pH’ ı 5-7 arasındaki topraklarda yetişir.

Bitki yapısı; 2-3 m. boylarında, orta derecede taçlanan, 5-10 cm. çapındaki 5-6 adet dalın bir araya getirilmesiyle oluşturulan ocak adı ile tabir edilen ağaççık formundaki bitkilerdir.


Döllenme : Tek evcikli bir bitki olup, erkek ve dişi çiçekleri aynı bitki üzerinde, ancak değişik yerlerde oluşmaktadır. Kasım- Mart ayları arasında açmaya başlayan karanfil adı verilen dişi çiçekler, yine aynı dönemlerde olgunlaşıp polen yaymaya başlayan püs adı verilen erkek çiçekler tarafından tozlanır. 3-5 ay sonra döllenme tamamlanır. Giresun tombul fındığının öncelikli tozlayıcı çeşidi olarak Palaz, mincane, foşa ve kalınkara çeşitlerinden bir veya ikisi meyve tutumunun yüksek olması bakımından bahçe içerisinde % 8-12 oranında bahçenin hakim ve rüzgar alan yerlerinde bulunması gerekir. Kalite düzeyinin sürekli olarak korunması için tek çeşit tozlayıcı ile döllenmenin sağlanması uygun olacaktır.



GENEL ÖZELLİKLERİ :


- Hasat Zamanı : Erken orta (10-15 Ağustos)

- Dişi Çiçek Açma Zamanı (% 50) : Orta geç (10-20 Ocak)

- Erkek Çiçek Açma Zamanı (% 50): Erken (10-20 Kasım)

Meyve Şekli Kabuklu

- Şekil Değeri ve biçimi :1,11 yuvarlak

- İriliği (gr):1,46

- Kabuk Kalınlığı : 1,01 mm.

- Randıman : 52,40

-1 kg’daki kabuklu dane sayısı: 670-730 adet/kg

-Kabuklu Meyve İriliği(mm): 16,3(17,2-16,5-15,4) (uzunluk-Genişlik-Kalınlık)

çotanakta (Meyve Salkımı)

- Meyve Sayısı: 3,45

- Kabuk Rengi : Kahverengi

- Kabuk Özelliği: Parlak renkli, loblu, ucu hafif tüylü

- Zuruf Özelliği: Uzun, uca doğru geniş ve açık yırtmaçlı (Meyve Boyunun 2-2,5 katı)

Meyve Şekli İç:

- Aroma : kendine özgü tat ve lezzette, çok lezzetli, natural iç veya kavrulup yendiğinde damakta bıraktığı kendine özgü aroması, tadı diğer çeşitlerde olmayan farklı bir özelliktir.

- Şekil değeri ve biçimi: 1,07 yuvarlak

- İriliği (gr): 0,96

- İç meyve iriliği(mm): 13,1(13,8-13,1-12,6)(uzunluk-genişlik-kalınlık)

- Boyutları: 6 mm ve üzeri

- İç meyve zarının(Testa) Sakallılığı : Sakalsız

- Tohum Zarı (Testa) Rengi : Açık, parlak

-Yağ oranı: % 63,82

-Protein oranı: % 16,92

- Tohum zarının Soyulabilirliği (Beyazlatma) Oranı: % 96,6
This entry was posted on 22:37 and is filed under , . You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

0 yorum: